8 Nisan 2015 Çarşamba

Fenerbahçe Menerbahçe


Kimisi ''maçlara çıkılmasın!'' dedi, kimisi ''maçlara çıkılmazsa bu saldırıyı yapanlar hedefine ulaşır'' dedi. Hiçbir şey olmamış gibi tabii ki davranılamaz. Kırk kişilik bir takımın canına kastedildi. Bir tepki gösterilmeli bence de, sert bir tepki. Peki kimi suçlayacağız, kime tepki göstereceğiz? Kendimize bir hedef bulamıyoruz.

Nisan 2011'de ''sporda şiddet'' isimli yasa çıkarıldığında televizyonlarda yorumculara düşüncelerini sordular. Genel kanı; ''çok güzel oldu'', ''çok iyi oldu'', ''çok olumlu buluyorum, bundan sonra şiddetin önüne geçilecek'', ''bu yasa caydırıcı olacak''. Televizyona Galatasaray taraftarı bir çocuk çıkarıldı. Ufaklığın kafasına maçta cam şişe gelmiş. Bu olay günlerce işlendi haberlerde. Neyse ki ''sporda şiddet'' yasası geldi de kurtardı çocukcağızı.

Spor yazarlarının en az yüzde 99'u uyanamadı tuzağa. Türk futbolu 3 Temmuz sabahına şok üstüne şokla uyandı. Fenerbahçe'nin başına çorap örülüyordu. Böylece bütün spor camiasına korku salınıyordu. Türk devletinin dört bir yanını sarmış olan çeteler milleti birbirine düşürüyordu. Trabzonsporlular ayağa kalktı: ''Fenerbahçe şike yaptı, asıl şampiyon biziz'' diye. Daha sonra Trabzonspor'un da şike yaptığı iddia edildi. Trabzonsporlular hâlâ ''kupamızı istiyoruz'' diye naralar atıyorlar. Ortaya bir çamur attılar, kim suçlu, kim suçsuz ayırmak mümkün değil. Ama bir millet bu tuzağa düştü, ayrıştı.

Geldik 2015 yılına. ''Sporda şiddet'' yasası çok süperdi ama yetmedi. Şimdi yetmez ama evet. İç güvenlik yasası meclisten geçerse çok süper olacak. Bir daha hiçbir çocuğun başına şişe isabet etmeyecek, bir daha kimse şike yapmayacak. Böylece Türk sporu ve ülkemiz arşa erişecek.

Mesela ne yapılsın? Galatasaray sarı-lacivert formayla sahaya çıksın. Her türlü birlik ve beraberlik görüntüsü verilsin. Gezi ruhu ortaya çıksın. Çünkü biz birleşince çok güzel oluyoruz. O zaman katillerin elleri, ayakları titriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder